VENG- Av. Yasin İçli’nin silahlı saldırı sonucu yaralanmasına ilişkin açıklama yapan Diyarbakır Barosu, “Avukata karşı her türlü saldırı, hak arama hürriyetine ve vatandaşa yönelik bir saldırıdır” vurgusu yaptı.

Diyarbakır Barosu, Av. Yasin İçli’nin silahlı saldırı sonucu yaralanmasına ilişkin Diyarbakır Adliyesi önünde açıklama gerçekleştirdi.
Açıklamaya Mardin Barosu Başkanı Av. Ahmet Duyan ve baromuz üyesi birçok avukat katıldı.
Adliye önündeki açıklamayı Diyarbakır Barosu Başkanı Abdulkadir Güleç yaptı.
“Avukata karşı her türlü saldırı, hak arama hürriyetine ve vatandaşa yönelik bir saldırıdır”
Diyarbakır adliyesi önünde yapılan açıklama şöyle:
“Baromuz üyesi meslektaşımız Av. Yasin İçli, uzlaşma görüşmeleri için gittiği avukat meslektaşının bürosunda, avukatlığını üstlendiği davanın karşı tarafında yer alanların silahı saldırısına uğramıştır. Yaralanan meslektaşımız olay akabinde hastaneye kaldırılmış olup müşahede altına alınmıştır.
Türkiye’de avukatlara yönelik saldırılar endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Meslektaşımıza yönelik saldırı tümüyle avukatlık faaliyetine ve avukatın görevine yönelik gerçekleşmiştir. Belirtmek isteriz ki, Avukata karşı her türlü saldırı, hak arama hürriyetine ve vatandaşa yönelik bir saldırıdır.
“Avukatları dosya ile özdeşleştirerek taraf görmek, hukuk düzeninin kendisine yönelik eylemlerdir”
Avukatın ifa ettiği kamu görevinin amacı, yurttaşın hukukunu korumak ve adaletin tesis edilmesine katkı sunmaktır. Buna rağmen, yurttaşın hak arama özgürlüğü ve adalete erişimdeki en etkili aracı olan avukatlara bürolarında, duruşma salonlarında, keşif ve haciz mahallinde her türlü sözlü ve fiili saldırılar maalesef devam etmektedir. Bir kez daha belirtmek isteriz ki; avukat dava dosyasının tarafı ya da yargısal öznelerin düşmanı değildir. Avukatları dosya ile özdeşleştirerek taraf görmek, sözlü ve fiili saldırılarda bulunmak, özünde hak arama hürriyetine ve hukuk düzeninin kendisine yönelik eylemlerdir.
Avukatların Rolüne Dair Temel Prensiplerin (Havana Kuralları) 18. Maddesinde “Avukatlar Görevlerini icra etmeleri nedeniyle müvekkilleriyle veya müvekkillerinin davalarıyla özdeşleştirilemezler” denilerek bu husus uluslararası belgelerde de güvence altına alınmıştır.
“Avukatlara yönelik saldırılarda etkin soruşturma yapılmamakta”
Türkiye’de avukatlara yöneltilen en ağır ve yıkıcı saldırıların başında mesleğini icra ederken uğradığı şiddet gelmektedir. Hak arama özgürlüğünün teminatı olan avukatlar, adaletin ve hukuk devletinin en önemli güvencelerini oluşturmaktadır. Avukatın bağımsız, özgür ve güvenlik içinde görevini yapamadığı bir toplumda kimse kendini güvende hissedemez. Avukatlara karşı işlenen suçların etkili şekilde soruşturulması, avukatın korunması büyük önem arz etmektedir. Avukatlara yönelik saldırılarda etkin soruşturma yapılmamakta; bu nedenle failler ya cezasız kalmakta ya da adil olmayan kararlarla adeta cesaretlendirilmektedir.
“Hak ve adalet mücadelesini kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz”
Meslektaşımıza yönelik saldırıların aslında savunma hakkına ve hak arama özgürlüğüne yöneliktir. Fiziksel şiddetinin CMK 100. Madde kapsamında katalog suç olarak belirtilmesi, şiddetin tutuklama sebebi olarak kanunda gösterilmesi, avukat ibaresinin eklenmesi, Ceza alt sınırının yükseltilerek HAGB kapsamı dışında tutulması, İnfaz Yasası’nda da yapılacak değişiklik ile avukata karşı işlenen şiddet suçlarına ilişkin verilen cezaların koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik uygulamasından istisna tutularak cezanın aynen infazının sağlanması gerekmektedir. Avukata yönelik Şiddetin önlenmesinin bir adımı olarak tüm vakalarda 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükümleri ceza mevzuatına entegre edilerek hukuksal süreç yürütülmelidir.
Bugün gelinen noktada avukatlar mesleklerini özgürce yapamamaktadır. Bu doğrultuda başta savcılık makamı olmak üzere tüm yargısal mercileri avukatların özgürce görevlerini ifa edebilmeleri, savunma hakkı ile hak arama hürriyetinin devamlılığının korunması ve günden güne artan şiddete karşı soruşturma süreçlerini etkin şekilde yürütmeye davet ediyor, TCK 6. madde ile Avukatlık Kanunu’nun 57. maddelerinin soruşturma ve kovuşturma süreçlerine esas alınması gerektiği hususunun altını tekrar çiziyoruz.
Bilinmelidir ki, şiddetin günden güne artmasına, her geçen gün yeni bir saldırıya maruz kalmamıza rağmen hak ve adalet mücadelesini kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.
Diyarbakır Barosu olarak, meslektaşımıza ve savunma mesleğine yönelen bu menfur saldırıyı kınıyor, meslektaşımızla dayanışma içinde olacağımızı, süreci takip edeceğimizi ve mesleğimize yönelen her saldırıda meslektaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygı ile duyuruyoruz.”