“Barışın Yolunu Açmak” konferansının ikinci oturumunda konuşan DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayyip Temel, sürece yönelik oluşturulması planlanan Meclis komisyonunun Temmuz ayı ortasında çalışmalarına başlayabileceği bilgisini verdi.
Temel; “Bu sürecin esas hedeflerinden biri mücadeleyi bırakmak değil, yöntemini değiştirmektir. Kürt siyasi hareketinin derdi, barış içerisinde demokrasiyi inşa etmenin çabasıdır” dedi.
Barış İçin Toplumsal Girişim, Kürt sorununun demokratik çözümü çerçevesinde ortak politika ve mücadele araçlarını tartışmak amacıyla Eyüp Sultan Kültür Merkezi’nde “Barışın Yolunu Açmak” konulu konferans devam ediyor.
Çok sayıda siyasetçi, aydın ve sanatçı katıldığı konferansın ikinci oturumunda, “Sürecin barış ve demokrasiye evrilebilmesi için hangi ortak politikalar üretilmeli?” başlığı ele alındı.
Konferansın bu bölümdeki moderatörlüğünü İzmir Büyükşehir Belediyesi önceki dönem başkanı Tunç Soyer yürüttü.
ŞEFFAFLIK VURGUSU!
CHP PM Üyesi Emine Uçak Erdoğan, konuşmasında barış ve demokrasi süreçlerinin birlikte yürütülmesi gerektiğini belirtti. Uçak Erdoğan, toplum tarafından sürece karşı durulmadığını söyleyerek şu konuşmayı yaptı:
“Barış adına bu zamana dek söylenmemiş bir cümle kalmadı diye düşünüyorum. Toplumun büyük kesimi bu süreci destekliyor ama daha sıkı sarılmak için bu salondakilerin dahi zihninde tam oturmamış bir hal var. Vatandaşa ‘bilmeniz gereken zamanda getirip önünüze koyarız’ dememek gerekir. Bu nedenle şeffaflık konusu önemli. Toplumun büyük kesimi de kurumlara, partilere güvenemiyor. Kürt meselesinde yerel demokrasiyi konuşabilmemiz lazım ancak iktidar, bütün yerel hakları tırpanlıyor.”
“SÜREÇ 2015’TEKİ GİBİ KOLAY TEKMELENEMEYECEK”
Yazar Erdoğan Aydın, konuşmasına mevcut sürecin, önceki girişimlerden farklı olduğunu belirterek başladı. “Hak gasplarının sürdüğü bir süreçteyiz” diyen Aydın, şunları söyledi:
“Kürt illerindeki kayyım politikasının her yere yayıldığına şahit oluyoruz. Ciddi bir problem alanıyla karşı karşıyayız ama çözmek zorundayız. Bu sefer sürecin başlama nedeni iktidarın kendi iç meselesi değil, bölgedeki dengelerin değişmesi sebebiyledir. Bu süreç 2015’teki gibi kolay tekmelenemeyecektir. Her şeyden önce Kürt hareketi Rojava’da devletleşmiş, hak teslimine doğru bir konjonktür söz konusu. İktidar, Kürtlerin artık nefes alabileceği bir yerde duruyor. Türkiye’nin demokratikleşmesi Kürt sorununu çözümüyle mümkündür. Ancak CHP’yi destekleyen TV kanallarının hala Özgür Özel ve İmamoğlu’nu geriye çektiği gerçeği var.
CHP tabanı ve medyasında Kürt sorununa karşı bir değişim görme hakkına sahip olduğumuzu düşünüyorum. Gerçek anlamda siyasi bir affın da çıkarılacağını düşünüyorum. Kucaklayıcı bir dil ve kapsayıcılığa bağlı bu süreç. Özellikle Kürt hareketinin laik, sosyalist niteliği de göz önüne alınırsa kısa zamanda sürecin pozitif bir hale dönüşebileceğini söyleyebilirim.”
“BARIŞ OLSA DA OLMASA DA KADINLAR MÜCADELE EDECEKTİR”
Barışa İhtiyacım Var Kadın Girişimi’nden Feride Eralp ise kadınlar açısından süreci değerlendirdi. Kadınların kazanımlarına dönük saldırıları da demokratikleşme başlığı altında değerlendirmek gerektiğini söyleyen Eralp, “Bu senenin ‘Aile yılı’ seçilmesi tesadüf değil. Kadınların eşit yaşamak istemesi aileyi yıkıyormuş! Kadınlar olarak barış olsa da olmasa da mücadele devam edecektir. Kadınlar sürece dair üç temel başlangıç sundu. Bir; siyaset suç olmaktan çıksın. İki; hasta mahpuslar serbest bırakılsın. Kayyım politikaları geri çekilsin” diye belirtti.
“SÜRECİN ESAS HEDEFİ, MÜCADELE YÖNTEMİNİ DEĞİŞTİRMEK”
DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayyip Temel de sürecin referansları üzerinde durdu. Kürt siyasi hareketinin, Ortadoğu’da gündem belirleyen bir pozisyona geldiğini söyleyen Temel, şunları dile getirdi:
“Sürecin genel karekteri, iktidarın isteği ile değil, zorunluluk sebebiyle girildi. Sayın Öcalan’ın ilk girişimi Meclis başkanı, CHP ve MHP başkanlarına oldu. Meseleyi sadece iktidar endeksli görmedi Öcalan. Kürtlerin büyük kısmı ‘bu süreçte devlet ne verecek?’ noktasında. Bu sürecin esas hedeflerinden biri mücadeleyi bırakmak değil, yöntemini değiştirmektir. Kürt siyasi hareketinin derdi, barış içerisinde demokrasiyi inşa etmenin çabasıdır.
“MECLİS KOMİSYONU TEMMUZ AYI ORTASINDA ÇALIŞMALARINA BAŞLAYABİLİR”
Ne yapılırsa süreç doğru yürür? Birincisi, görüşmelerin bir kısmının gizli yapılması kadar doğal bir durum yoktur. Toplumu ilgilendiren kısımda ise Meclisin devreye girip rol alması gerekir. Örneğin şiddetin devreden çıkması tamamen yasal düzenlemelere dayanır. Bu da söz konusu komisyonun çalışması anlamına gelir.
CHP’ye yönelik yapılanları da görüyoruz. Silahların devreden çıktığı bir dönemde milyonların yürümesi kadar normal olan bir şey yoktur. İktidarın, süreci araçsallaştırmasının önünde olacak sadece Kürt hareketi ve Öcalan değildir.”
Tayyip Temel, konuşmasının sonunda, sürece yönelik oluşturulması planlanan Meclis komisyonunun Temmuz ortasında çalışmalarına başlayabileceğini söyledi. (Kaynak: PİRHA)