VENG RADYO CANLI

VENG RADYO CANLI

  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • BÖLGE
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • KÜLTÜR SANAT
  • BİLİM
  • YAZARLAR
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • BÖLGE
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • KÜLTÜR SANAT
  • BİLİM
  • YAZARLAR
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • BÖLGE
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • KÜLTÜR SANAT
  • BİLİM
  • YAZARLAR
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • BÖLGE
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • KÜLTÜR SANAT
  • BİLİM
  • YAZARLAR

VENG RADYO CANLI

Anasayfa » Our Authors » DMS Eşbaşkanı Melek Demir: Afeti çabuk unutuyoruz

DMS Eşbaşkanı Melek Demir: Afeti çabuk unutuyoruz

0
By Veng Haber on 05/06/2025 Gündem, Özel Haber
Paylaş
Facebook Twitter Email WhatsApp Copy Link

VENG- Afet Yönetim ve Dayanışma Derneği (DMS) Eşbaşkanı Melek Demir, afetlere hazırlık süreçlerinin önemine değinerek; “Afet anında herkes çok çok duyarlı. O acıyı herkes yaşıyor. Ama bir süre geçtikten sonra afet unutuluyor” dedi.

Veng Radyo’daki Kent Gündemi programında deprem öncesi hazırlık süreçleri, afet anında ve sonrasında yapılacak çalışmalar hakkında değerlendirmelerde bulunan Afet Yönetim ve Dayanışma Derneği (DMS) Eşbaşkanı Melek Demir, afetlere karşı alınması gereken tedbirler konusunda hala alınması gereken çok mesafenin olduğunun altını çizdi.

Veng Rayo’nun Kent Gündemi programında Servet Günay’a konuk olan Afet Yönetim ve Dayanışma Derneği (DMS) Eşbaşkanı Melek Demir, derneğin faaliyetleri, afetlere hazırlık, kurumlar arası koordinasyon, farkındalık eğitimleri ve bir dizi konuda önemli değerlendirmelerde bulundu.

“Hazırlıklı değildik”

Melek Demir, derneğin kuruluş amacına ilişkin şunları söyledi: “Türkiye’ye baktığınızda aslında afet bölgesi birçok anlamda bakıldığında ki özellikle depremler üzerinden 6 Şubat’ı en son gördüğümüzde ama ondan öncesi de vardı. 99 depremi ya da Van depremini gördüğümüzde çok acılar çektik. Çok zorlu süreçler yaşadık. Onun üzerine 6 Şubat geldi. 6 Şubat’ın hem kapsam anlamında yer anlamda büyüklüğü ve sonuçları çok çok daha yıkıcı oldu. Ve bu süreçte şeyi fark ettik. Aslında bu konuda, bu çalışmalarda ne kadar yetersiz kalındığını gördük. Dernek olarak da 6 Şubat’ta kurulduk. Ama şöyle bir sürecimiz vardı. O dönemde Diyarbakır afet bölgelerinden bir tanesiydi. İllerinden bir tanesiydi ve kendisi de zarar almış yerlerden bir tanesiydi. Ama Amed hem kendi yaralarını sarma, hem çevre ile İllerdeki yaraları sarma üzerinden bir koşturma süreci başladı ki kent koruma ve dayanışma platformu kurulmuştu. Biz de oradaki bütün o sivil toplum kuruluşlarından STK’lar, barolar, birçok kurumla birlikte sonrasında bu dernek platform olarak kuruldu. Afet sırasında yani hemen sonrasında birçok çalışmayı platform üzerinden yaptık. Yani bu çalışmaların içinde gönüllü ekiplerden tutun da temel ihtiyaç sağlanması, dağıtımından aşevleri Sonrasında çalışma süreci yürüttü. Sonrasında yine içerisinde bu alana gerçekten çok ciddi katkıda bulunacak birçok alandan arkadaşlarımız yani bunun içinden eğitimcisinden tutun mimarına, mühendisine kadar hukukçusundan sağlıkçısına kadar birçok arkadaşın oluşturduğu bir yürütme ile derneğimiz hayata geçti ve şu ana kadar da devam eden bir sürecimiz var. Açıkçası herkes için çok zorlu bir süreçti. Çünkü hazırlıklı değildik. Ha şu an hazırlıklı mıyız? Hala hazırlıklı olduğumuzu düşünüyoruz. Çünkü alan çok geniş bir alan, zorlu bir alan ama 6 Şubat’ı gördüğümüzde o depremin verdiği yıkımı, o hazırlıksızlığı, o ilk 72 saatin korkunçluğunu yani tırnak içinde söyleyeyim ama gerçekten korkunç anlar, çığlıklar, yaşamlar gördük. Zorlu bir süreçti. Hazırlıklı değildik. Ne yapacağımızı çok bilmiyorduk. Ben kendi adıma söyleyeyim. Gönüllü olarak gittiğim yerlerde bile çok fazla o afet bilincim yoktu. Farkındalık eğitimim yoktu. Oraya gittiğimde ne yapacağımı bilmiyordum. Sadece beden kuvveti ile ne yapabilirsem üzerinden gittik ve birçok arkadaşımız aslında onun üzerine gitmişti. Ama oradaki yaşamı gördüğümüzde çok eksiklikler vardı. Kurtarmadaki eksiklikler, kriz yönetimindeki eksiklikler, dağıtım konusunda, yardım dağıtımları konusundaki eksiklikleri görüp görünce aslında ilk süreçlerde gerçekten bir kaos ortamı vardı. Ve bunun üzerine biz de hani yapabildiğimiz her şekilde gönüllülerimizle birlikte, çalışma alanlarıyla birlikte sahaya indik ve orada çalışmaları yürüttük. Zorlu bir süreci nasıl aşabiliriz diye götürdük. Hem deneyim oldu, zorlu bir sürecin deneyimi oldu. Çünkü aynı şeyleri tekrar yaşamamak için bir hazırlık sürecine ihtiyacımız vardı. Hem de gerçekten hani duygusal olarak da zorlu bir süreçti hepimiz için diyebilirim.

Dirençli kentler için…

Diyarbakır merkezli kurulan derneğin ulusal ve uluslararası olarak da çalıştığını ifade eden Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Projeler ve bağışlar üzerinden, fonlar üzerinden çalışma yürütüyoruz. Afet sonrası iyileştirme süreçleri vardır zaten. Sonraki süreçlerde biz ilk etaplarda aşevleri kurduk. Malatya’dan Maraş’a, Hatay’a, Adıyaman’a insani yardım, temel ihtiyaç dağıtımı vesaire her illerde de yaptık. Sonraki süreçlerde de biraz daha sonrasında iyileştirme süreçlerinde şu an Adıyaman ve Hatay’da temsilciliklerimiz vardır. Çalışmalarımızı oradan devam ettirdik. Adıyaman’da mesela Kültür ve sanat üzerinden tutun da destek eğitimlerine kadar birçok paydaş kurumlarla ortaklaşarak gittiğimiz bir süreçti bu tabii. Çocuklarla futbol turnuvalarından, etkinliklerinden, eğitimlerinden işte resim etkinliğine kadar birçok etkinlik, çalışma ve iyileştirme sürecine destek olacak psikolojik destek çalışmaları yaptık. Yine Hatay’daki temsilciliğimizde, kütüphanemizden, etüt merkezimize, oradaki biliyorsunuz eğitimler de aksadı, çalışmalar aksadı. İnsanlar evlerini kaybettiler. Konteynerlerde yaşama alanları çok çok zor. Çocukların eğitimine destek olabilmek amacıyla kütüphane ve etüt merkezi ders çalışma ortamları oluşturduk. Yine kültür sanat etkinlikleriyle çocukların o yaşadıkları travmayı minimize etme amacıyla çalışmalarımız oldu. Faaliyetler yürüttük. Hala da yürütmeye devam ediyoruz. Afet sonrası iyileştirme süreçlerinde oralarda da çalışmalar yürüttük. Evet. Şimdi zaman zaman basında da karşılaştık. 2 yıllık bir geçmişiniz var. Biraz böyle somut yaptığınız çalışmaları anlat Hangi ilde neler yaptınız? Mesela Adıyaman’da futbol eğitimleri verdik çocuklara. LGS kursları verdik. Üniversite hazırlık kursları verdik. Resim kursları verdik. Sonra bunların turnuvalarını yaptık. Mesela kız çocukları ve erkek çocukları futbol eğitimleri aldılar. Daha sonrasında da bunların turnuvaları oldu. Yine şenlikler yapıldı. Şenlik düzeyinde yapıldı. Yine Hatay’da konserler müziğin de destekleriyle Zarokman’ın desteğiyle konserler düzenledik. Çalışma Yaptık. Psikolojik destek çalışmaları projemiz vardı. Tam hayata geçmedi ama onunla ilgili çalışmalar yürüttük. Resim çalışmaları yaptık. Şu anki çalışmalarımızda Amed’de devam eden süreçlerimiz var. Afet öncesi hazırlık süreçleri yine paneller düzenledik. 6 Şubat döneminde özellikle Afet hazırlık nasıl olmalı, dirençli kentler nasıl olmalı üzerinden paneller düzenledik.

Afetlere hazırlık çalışması…

Afet sonrası yaşanan barınma sorununun giderilmesinin 2 yılı aşmaması gerektiğine vurgu yapan Demir, şunları ifade etti: “Barınma konusunda ilk dönemlerde zaten hani konteyner temininden, çadır teminine o temel ihtiyaçlardan tutunup da sağlık olarak sağlıkçı arkadaşlarla irtibat halinde çalışmalar yürüdü. Ama şimdi artık afet sonrası süreç, iyileştirme süreçlerinin tamamlanması gerekiyor. Çünkü artık 3 yılı bulan bir süreç oldu. Artık bundan sonraki süreç afet öncesi süreç olması gerekiyor. Hazırlık aşamasının olması gerekiyor. Şu andaki ağırlığımızı tamamıyla biraz daha onlara verdik. Afet öncesi yeni bir afet olduğunda bu riskleri nasıl minimize ederiz, nasıl afetlere hazırlanabilirizin çalışmasını yürütüyoruz şu an.”

“Afet farkındalık eğitimi”

Afet farkındalığı oluşturmanın önemine değinen Demir, şöyle konuştu: “Afet olmadan önce biz hazırlıklarımızı tamamladığımızda o süreçte verilecek zararları en azından mesela yapısal olmayan sorunlar dediğimiz ya da durumlar dediğimiz kısımları minimize edebiliriz. Afet farkındalık eğitimini verdiğimizde şöyle söyleyeyim. 99 depreminde yapısal olmayan sorunlardan yaralanmaların %50’si gerçekleşti ve kayıpların %3’üydü. Nedir bunlar? Mesela dolapların sabitlenmemesinden tutalım da işte evde devrilecek. Hepimizin vardır kapı arkasında ya ütü masası ya da askılı vesairesi. Yani basit şeylerdir ama afet durumunda kapıyı kapatma durumu ya da bir panikle camdan atlama, merdivene koşma gibi aslında insanların eğitimle farkındalıkla bilinçlenme durumunda zararı minimize edeceğimiz durumlar vardır. Bunun haricinde sadece hani görev Halkımıza düşmüyor. Yani evet farkındalık eğitimlerini vereceğiz. Vermeye de başladık açıkçası devam ediyoruz. Ama bunun kentsel dirençli kentler oluşturma kısmı da vardır. Yani binaların yapısının kontrol edilmesinden tutalım da birçok alana kadar farklı farklı kurumlara da bunun içinde belediyelerden tutun odalara kadar birçok kuruma da işler düşüyor bu süreçte. Bizim amacımız da hem bir taraftan afet farkındalığı oluşturmak, farkındalığı oluşmuş bir toplum hazırlamak hem de aynı zamanda eee, görevi olan kurumları biraz da harekete geçirmek. Hani paydaş dediğimiz siz de bahsettiniz. Bu kurumlarla ortak neler yapabiliriz? Bu süreci nasıl hazırlayabilirizi örmek üzerinden gidiyoruz biraz da. Şimdi eğitim konusunda da çalışmalarımız var.”

“Gönüllü arama kurtarma ekipleri oluşturacağız”

Afete karşı mücadelede kurumlar arası işbirliği ve koordinasyona dair de Demir şunları söyledi: “Bu konuda biz birçok kurumla görüşmeler aldık. Almaya da devam ediyoruz. Mesela belediyelerin afet il idare müdürlükleri ve başkanlığı var. İlçeler de dahil birçok müdürlükle görüşmeler aldık. Ortak neler yapabiliriz, nasıl çalışmalar yürütebiliriz ve bununla ilgili ortaklaştığımız çalışmalar da var. Görüşmelerimiz de devam ediyor. Onun haricinde mesela odalarla, jeoloji mühendisliğinden tutun da birçok kurumla görüşüyoruz. Ekoloji ile mesela yangın üzerine neler yapabiliriz görüşüyoruz. Yine, KESK, DİSK, TMMOB, TTB gibi kurumlarla görüşmeler aldık. Onlarla da gönüllü ekibi oluşturacağız. Gönüllü arama kurtarma ekipleri oluşturacağız. Bunları nasıl yapabiliriz ile görüşüyoruz. Aynı zamanda AFAD’la da görüşüyoruz. Çünkü kurtarma ekipleri oluşturma gibi bir planımız var. Neler yapabiliriz, nasıl yapabiliriz? İşte onun üzerinden görüşmeler aldık ve adlandırdık. Önümüze koyduğumuz hedeflerden bir tanesi evet farkındalık eğitimlerimiz var ama gönüllü ekipler oluşturmak var. Aynı zamanda gönüllü arama kurtarma ekipleri oluşturmak da var. Bunlar akredite olmuş ekipler olacak. Birçok ekip kurmayı düşünüyoruz. Mahallelerden tutun da ortaklaştığımız paydaşlarımızla da görüşmeler aldık. Arama kurtarma ekipleri akredite olmuş halde eğitimlerini alacaklar. Bunun içinde temel ilk yardım eğitimi de olacak. Aynı zamanda enkaz eğitimi, yangın eğitimi de bunların içerisine dahil. Bu eğitimleri AFAD veriyor ve AFAD’la görüşmeler aldık zaten. Bununla ilgili ortaklaştık da. Bu eğitimleri aldığımızda “Bunlar niye lazım?” dediğimizde şimdi ilk 72 1 saatte hafif arama kurtarma dediğimiz ya da işte enkaz arama kurtarma dediğimiz bir ekipler oluşacak ve bu ekipler ilk 72 saatte enkaz başında akredite olduktan sonra arama kurtarma yapabilecekler. 3 haftalık yani 14 günlük bir eğitim süreleri var. Sonra yine ilk yardım eğitimleri var. Sınavlardan geçildikten sonra artık arama kurtarmacı olarak görev alabilecekler ve bizim eğitimleriniz arama kurtarma ekibinde yer alan gönüllülere dönük bir eğitim, değil mi? Birçok eğitimimiz var. Arama kurtarma ekibimizi ayrıca oluşturuyoruz. Onun belirli sayıları var. Aynı zamanda arama kurtarma ekibine temel ilk yardım eğitimi vereceğiz. Yine gönüllülerimize de temel ilk yardım eğitimi vereceğiz. Ama arama kurtarma ekibimiz ayrıca olacak. Yani DMS’nin arama kurtarma ekibi olacak. Bunlar eğitim almış olacaklar. Hem ilk yardımı hem enkaz eğitimlerinin, hafif arama kurtarma eğitimi dediğimiz. Bunlar ilk 72 saatte. Yani 6 Şubat’ta gördük. Mesela bir arkadaşımın anlatımı: Yanımda Hatay’daydı. Binadan ses geliyor. Yani elimi uzatsam ulaşabileceğim ama hiçbir şey yapamıyorum diyordu ve arama kurtarma çok fazla yıkım vardı ve çok az arama kurtarma ekibi vardı ya da yetişilemiyordu. En azından biz bu eğitimlerle birçok arama kurtarma ekibi oluşturabilirsek ki hedefimiz öyle ama en azından bir taneyle başlıyoruz. Bunu oluşturabilirsek o anda ilk 72 saatlik anda birçok insana ulaşabileceğiz, kurtarabileceğiz. Bu bizim temel hedeflerimizden bir tanesi de ki listemizi oluşturduk. Şu an görüşmelerimiz devam ediyor. Yakın süreçte de bu eğitimlere de başlayacağız zaten.”

Gönüllülerin mesleki ayrımları…

Gönüllülerin eğitimine değinen Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şunu gördük. 6 Şubat’ta hani herkes bir şeyler yapmak istiyordu. Ama ne yapacağımızı çok bilmiyorduk. Yani sahada şeyi de gördük. Yarar sağlayayım, faydam olsun derken zarar verir duruma gelenler de oldu ya da geldiğimiz durumlar da oldu. Bu yüzden ne yapacağımızı bilerek yani bir afet sırasında öncesinde bunların hepsinin hazırlığını tamamladığımızda afet sırasında ne yapacağımızı bilir bir durumda olacağız. Yardım etmek istediğimizde hangi konuda nasıl yardım edeceğimizi bilir bir durumda olacağız. Gönüllü ekibimizin amacı o. Gönüllü ekibimizde mesela başvurularda meslek alanları var. Hangi konuda, afet sırasında, hangi konuda yararlı olabileceklerse mesela sağlıkçılar ayrıdır, eğitimciler ayrıdır ya da mimarlar ya da hani itfaiye kısmı ayrıdır. Buna göre bir gruplandırmayla da gidiyoruz. Bu amaçla da önemlidir ama eğitim çalışmalarımız birkaç başlıkla hızlı bir şekilde devam ediyor. Ki zaten yönetim kurulumuzda eğitimciler, eğitimcilerimiz de var. Hem itfaiye alanında yangın eğitimleri üzerinden eğitim verecek, hem afet farkındalık eğitimciler eğitimcisi arkadaşlarımız var. Bu konuda da çalışmalara başladık. Hızlı bir şekilde de devam ettik. Diyoruz. Eğitim anlamında gerçekten önemlidir. Birçok başlık üzerinden. Yani sadece topluma hazırlamak önemli bir başlık ama aynı zamanda afet sırasında arama kurtarma ekibini oluşturmak, gönüllü ekibini oluşturmak, o gönüllü ekibinin o afet sırasında neler yapacağını bilen bir ekip olarak sahada olması da çok önemlidir. Yani birçok başlık anlamında da götürüyoruz sürecimizi. Evet. Şimdi böyle doğal afet deyince ilk aklımıza gelen deprem oluyor. Ancak sel Yoğun su baskınları yaşanıyor, seller yaşanıyor, yangınlar oluyor. Geçen sene burada bölgemizde de Çınar ve Mazıdağı’nda bir yangın yaşandı. Orada yine can kayıpları oldu. Siz dernek olarak orada yer aldınız mı? Bir, ikincisi önümüzde bizi bekleyen sıcak bir yaz var. Yine benzer olayların yaşama olasılığı var. Buna dair dinleyicilerimize nasıl bir tedbir almalarını söyleyebilirsiniz? Maalesef tekrardan kayıplarımızı anlıyorum. Bir yılı dolacak neredeyse. Zorlu bir süreçti. Yangınlarla sürekli karşı karşıyayız ama bu kadar can kaybı açıkçası gerçekten can yakan bir süreçti. Orada ilk anda biz de gittik birçok kurumla birlikte. Bizler de gittik ilk inceleme incelemelerde sonrasındaki süreçlerde. Orada hem ihmalleri gördük. Ne kadar büyük bir ihmalin olduğunu aslında göz göre göre gelen bir şey gibiydi. Çünkü o tellerden çıkan bir süreç. Sonrasında devletin farklı farklı söylemleri oldu. Bir Trakya’nın söylüyor mu bir üzerini kapatma gibi bir durum oldu ama orada insanları kaybettik. Biz insanlarımızı kaybettik. Sonrasında ailelerle görüşme durumumuz oldu. Oradaki kayıpları olan ailelerle görüşme durumumuz oldu. Yine aslında biraz eğitim durumuna geliyor. Çünkü oradaki kayıpların bir kısmı hayvanlarını kurtarmaya çalışırken oldu. Mesela gazdan zehirlenip bayılıp yangın içinde kalma durumları oldu. Yani bu konuda da eğitim önemli ve Gerçekten yaz dönemi anız yangınları başlıyor. Anız yakmalar diyeyim hatta sadece yangınları değil çünkü bilinçli olarak yakılan süreçler de var. Yaz döneminin sıcaklıkları, işte piknikler vesaire Yangın dönemine açık bir şey. Bu konuda zaten bir çalışmamız var. Önümüze koyduğumuz bir çalışma var. Bir proje çalışmamız üzerinden. Birazdan gene bahsedecektim ama direkt bununla bağlantılı buradan gireyim. Buradaki süreçte şimdi birçok yangın karşımıza çıkıyor ve özellikle biz bir nokta belirledik. Bunu ekoloji ile de görüştük zaten. Belirli noktalarda Lice, Nusaybin ve Cizre gibi çok fazla yangın orman yangınların olduğu bölgelerimiz var. Eğitimlerde zaten yangın eğitimleri vereceğiz. Ama Bizim direkt projemizin içinde aldığı hedeflediğimiz çalışmalardan bir tanesi de yangına müdahale ekipleri oluşturmak. Şimdi bunların teknik malzemelerini temin etmeye çalışıyoruz. Teknik malzemelerini temin ettikten sonra burada yangın eğitimleri vereceğiz. Yine afet farkındalık, yangın farkındalık önlenmesi amacıyla neler yapılabilir gibi çalışmalarımız, eğitim çalışmalarımız olacak. Ama üç tane ayrı ayrı ilçede ikişer ekipten oluşmak üzere altı tane ekip oluşturma. Yangın olduğunda nasıl edecekler. Ekipmanlarıyla birlikte bunların eğitimini verecek bir çalışmamız var.

“Hazırlık aşamamız hala yok”

Depreme hazırlıklı olmanın önemine vurgu yapan Demir şunları söyledi:

“Yani, 6 Şubat bize bunu çok daha fazla gösterdi. Hani diğer depremlerde de gördük ama bir şekilde dayanışmayla örüldü, alışıldı ama 6 Şubat’ta biz çadırlarımızın olmadığını gördük. Arama kurtarma ekiplerimizin doğru düzgün olmadığını gördük. İnsanlarımızın gerçekten o durumda neler yapacağını bilmediğini gördük. Hazırlıkların olmadığını gördük. Yani baktığımız zaman birçok sıkıntı, sorun yaşandı. Yani çok daha belki bunlar hazırlıkları olsaydı bu kadar ağır sonuçlarla karşılaşmayacaktık. Bu konuda çok ciddi yetersizlikler var. Biz en azından dernek olarak ki dernek olarak da Bu konuda çok fazla çalışma yok. Maalesef ki şunu görüyoruz. Afet anında herkes çok çok duyarlı. O acıyı herkes yaşıyor. Ama bir süre geçtikten sonra afet unutuluyor. Yani hazırlık aşaması çok daha önemlidir. Yani baktığınız zaman Japonya ya da farklı birçok örnek verebiliriz. Siz öncesini hazırladığınızda, risk yönetimimizi hazırladığınızda afet sırasında bu kadar büyük sonuçlar olmuyor. Bizim ama en büyük sorunlarımızdan bir tanesi afet sırasında çok büyük acılarla karşılaşıyoruz. Bir süre sonra sadece anma sürecine dönüyor. Hazırlık aşamamız hala yok. 6 Şubat’tan sonra belirli çalışmalar oluyor ama yeterli midir? Hala değildir. Yani olası bir depremde büyük yangınlar yine karşılaşıyoruz. Yeterli midir? Değildir. Ve bunun üzerinden en azından biz toplumsal olarak neler yapabiliriz? Biz bir yerden neler yapabiliriz? Ve bunu bütün topluma nasıl yayabiliriz üzerinden düşünüyoruz. Bir iki gün önce vardı haberlerde. Jeoloji mühendislerinden Sayın Bozan bir açıklama yaptı. Daha öncesinde de birçok kez dinlendiriliyor. Yaşıyoruz da hala. Bingöl’de bir deprem bekleniyor. Yani 250 yıldır biriken bir enerjiden bahsediyoruz. Ve bu hani deprem şey değildir. Bugün de olabilir belki 200 yıl da olmayabilir. Ama biz yarın olacakmış gibi hazırlanmamız gerekiyor. Ve Sayın Bozan şeyden bahsetti. 7 üzerinde bir depremden olabilme olasılığının olduğu ve yüksek olduğu aslında bir depremden. Çünkü bir enerjinin açığa çıkması durumu var. Ve bu durumda Birçok ilimiz etkilenecek. Bunlardan bir tanesi de Diyarbakır. Yani ve çok ciddi sonuçlara yol açacak. Bu çok olumsuz sonuçlara yol açacak yer üzerindeki bir deprem buralarda. Ki İstanbul yine keza aynı sürekli afet depremlerin olduğu süreçlerin sallanacağı bir dönem. Hazırlık olarak gerçekten sadece deprem olduktan sonra yaptığımız çalışmalar değil. Öncesini iyi örmemiz gerekiyor. Ve bu konuda bütün kurumlardan tutun da belediyelere, herkese çok fazla iş düşüyor. Herkes kendi elinin önünde neler yapabiliriz, nasıl hazırlanabiliriz ördükten sonra gerekli kurumlara da gitmek zorunda. Yani bir ev aldığında bu evin depreme dayanıklı mı sormak zorunda ya da başka ne yaparsanız yapın afet üzerinden olabilecek büyük sorunları minimize edecek her türlü çalışmaya hepimiz elimizin altına elimiz taşın altına koymak zorundayız. O yüzden önemli bir süreçte ciddi çalışmalar yürütülmesi gerek Kurumlar olarak evet, çalışmaları vardır ama yeterli midir, değildir? En azından biz bir yerden başlıyoruz, götürüyoruz. Öncelikli çalışma yürütmeyi planladığınız bölgeler var mı? Mesela Bingöl örneğini verdiniz. Bingöl’de bir deprem bekleniyor. O da buna benzer hani bir an önce burada şu ilde ya da şu bölgede çalışma yürütmeliyiz. İşte eğitimler vermeliyiz. Yine Bingöl, Hatay, Adıyaman’da farkındalık eğitim çalışmalarımız devam edecek. Bu çalışmaları yürüteceğiz. Arama kurtarma ekiplerimiz şimdi şöyle bir durum var. Bingöl’de deprem olduğunda orası artık afet bölgesi oluyor. Oradaki herkes afetzede oluyor. O yüzden biz burayı güzel ördüğümüz zaman arama kurtarma ekiplerimizle, ne yapacağını bilen o eğitimini almış gönüllerimizle birlikte biz buradan koşup yaraları sarmamız gerekiyor.

“2 yıllık planlamamızı çıkardık”

Afete müdahalede ekipman sorunun değinen Demir şunları söyledi: “Ekipman almamız lazım. Bunun çalışmaları bu ekipmanlarla eğitim çalışmaları veriyoruz. Bu şekilde çalışmalarımıza nereden destek olabileceklerse her türlü desteğe açığız. Gönüllü desteğine, işte bağış olabilir, birlikte çalışma olabilir, neler yapabiliriz olabilir. Her türlü desteğe açığız ve birlikte çalışmaya açığız. Birlikte gelin DMS gönüllümüz olun, birlikte çalışalım diyorum. Belediyelerle ortaklaştığımız, görüştüğümüz projeler var. Birkaç tanesi hazırlık aşamasında. Yani ortaklaştığımız mesela afet durumunda toplanma alanları oluşması gerekiyor ki onlarla ilgili hazırladıkları bir proje vardı. Onlarla ilgili görüşmelerimiz var. Yine afet yönetimi durumunda, kriz durumunda neler yapabiliriz onun toplantısı. Afet Müdürlükleri’nin kendi müdürlükleri ilçelerle birlikte çalışmaları var. Bizler de onlara dahil olup neler yapabiliriz, kriz durumunda nasıl çözebiliriz, işte iletişim durumundan tutun da toplanma alanları nasıl olabilir tarzında biz kendi stratejik planımızı da oluşturduk. Yayınladık zaten. Önümüzdeki süreçleri 2 yıllık süreci belirledik. Afet öncesinde neler yapabiliriz? Hangi kurumlarla nasıl çalışmalar yürütebiliriz? Afet sırası ve sonrasında neler yapabiliyoruz diye. Biz zaten 2 yıllık planlamamızı çıkardık. Bununla ilgili de zaten kurumlarla da görüşüyoruz. Belediyelerle de görüşmelerimiz devam ediyor. Yani afetler doğal süreçlerdir. Ama biz ne kadar hazır olursak afetlere, afet sırasında ne yapacağımızı bilirsek kaygımız, korkumuz da o kadar azalır. O yüzden hep beraber gelin birlikte bu süreci örelim diyorum.”

Share. Facebook Twitter Email WhatsApp Copy Link

Diğer Yazıları Gör

Diyarbakır Barosu’ndan suç duyurusu

Van kayyımından işçi kıyımı

Asrın Hukuk Bürosu: Öcalan öncülüğünde başlatılan süreç hedefleniyor

SON YAZILARIMIZ

Diyarbakır Barosu’ndan suç duyurusu

29/07/20254 Views

Van kayyımından işçi kıyımı

29/07/20255 Views

Asrın Hukuk Bürosu: Öcalan öncülüğünde başlatılan süreç hedefleniyor

29/07/20253 Views

Diyarbakır Barosu’ndan kritik açıklama

29/07/20254 Views
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Gündem

Diyarbakır Barosu’ndan suç duyurusu

29/07/20254 Views

VENG- Diyarbakır Barosu, Bağlar’da bir kişiyi darp eden polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Diyarbakır Barosu…

Van kayyımından işçi kıyımı

29/07/2025

Asrın Hukuk Bürosu: Öcalan öncülüğünde başlatılan süreç hedefleniyor

29/07/2025

Diyarbakır Barosu’ndan kritik açıklama

29/07/2025
SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • YouTube
Hakkımızda

venghaber.com sitesinde yayınlanan yazı, haber ve fotoğrafların her türlü telif hakkı Veng Radyo'ya aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilmeden ve link verilmeden paylaşılamaz

Bizimle İletişime Geçin:
Email : [email protected]
Telefon: 05324897424

Facebook X (Twitter) Instagram YouTube WhatsApp
SON YAZILARIMIZ

Diyarbakır Barosu’ndan suç duyurusu

29/07/2025

Van kayyımından işçi kıyımı

29/07/2025

Asrın Hukuk Bürosu: Öcalan öncülüğünde başlatılan süreç hedefleniyor

29/07/2025
Biz Kimiz?

Veng Haber; görmezden gelinen ötekilerin, kadınların, gençlerin, doğanın sesi soluğu, hakikatin tarafı olmak için yola çıktı.
Güç odaklarının, zorbaların çizdiği sınırların dışında, yeni bir ses, yeni bir nefes olmak için yayındayız.
İlkeli, bağımsız, özgür ve tarafsız habercilik anlayışıyla yola çıkan Veng Haber; gündemin arka planını, saklanan gerçekleri ve ezilenlerin duyulmak istenmeyen seslerine çığlık olmanın azami gayretindedir.

venghaber.com sitesinde yayınlanan yazı, haber ve fotoğrafların her türlü telif hakkı Veng Radyo'ya aittir.
  • Künye
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Kullanım şartları
  • Gizlilik politikası

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

Reklam Engelleyici Etkin!
Reklam Engelleyici Etkin!
Web sitemiz ziyaretçilerimize çevrimiçi reklamlar gösterilmesiyle mümkün olmaktadır. Lütfen Reklam Engelleyicinizi devre dışı bırakarak bize destek olun.